aşık bir adam sissoylu elantris kafes
"Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır.
Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.

― Ursula K. Le Guin, En Uzak Sahil
shadow

Yorum: Yabancı - Diana Gabaldon (Outlander #1)

Nisan 30, 2014



Tür: Tarihi Aşk Romanı, Historical Fiction, Fantastik
Goodreads Puanı: 4.13
Orijinal Adı: Outlander
Sayfa Sayısı: 838
Baskı Yılı: 2010
Çeviri: Seden Gürel
Yayınevi: Epsilon Yayınları


Eşsiz bir hikâye anlatımı... Unutulmaz karakterler... Zengin tarihi detaylar...

İşte bunlar Diana Gabaldon'ın romanlarına damgasını vuran en büyük özellikler. 

Yayınlanır yayınlanmaz New York Times gazetesinin en çok satan kitaplar listesine hızlı bir giriş yapan Yabancı serisi, eleştirmenlerin büyük övgüsünü kazandı ve milyonlarca okuyucuyu etkisi altına aldı. Serinin başlangıç kitabı olan ve heyecanlı bir macera ile bir aşk hikâyesini başarıyla harmanlayan bu büyüleyici ve tutku dolu romanda olağanüstü iki karakterle tanışıyoruz; -Claire Randall ve Jamie Fraser.- 

Sene 1945. Eski bir savaş hemşiresi olan Claire Randall, evine dönmüştür. Tekrar bir araya geldiği eşiyle ikinci bir balayına çıkar. Salisbury Düzlüğü'nde bulunan tarihi taş çemberini ziyaret ederler. Bu taşlardan birine dokunan Claire birden kendini, savaş yüzünden yıkılmış ve gruplaşmış sınır baskınlarına maruz kalan İskoçya'da bir yabancı olarak bulur. Sene 1743'tür.

Anlayamadığı güçler tarafından zaman içinde geçmişe savrulan Claire, hayatı için tehdit oluşturabilecek mülk sahipleri ve casusların arasına düşmüştür. Cesur bir İskoç savaşçısı olan James Fraser, Claire'e öyle sınırsız bir aşk sunar ki, genç kadın sadakat ve tutku gibi iki zıt duygunun arasında sıkışıp kalır. Farklı zamanlarda yaşayan ve hiç ortak özellikleri olmayan bu iki adam arasında bir seçim yapması gerekmektedir.


Kitabı yeni bitirdim ve sıcağı sıcağına yorum yapmak istedim. Outlander serisinin dizisi çekilmiyor olsaydı daha çoook uzun bir zaman daha elim gitmezdi bu kitabı okumaya. En sonunda karar verip okumaya başladım ve 6 günlük bir okuma macerası yaşadım. Ve işte o günler sonrasında hissettiklerim;  :)

outlander dizisi

Aşk romanı okurken kaldıramadığım bir şey varsa oda kesinlikle bir kadının/erkeğin eşini aldatmasıdır. Sadakat bana göre her şeyden önce gelmelidir. Ya da en azından en son ana kadar dayanmalıdır insan. Bu Claire denen kadında da ne sabır vardı ne sadakat. 6 yıldır evli olduğu adamı sırf geçmişe dönüp bir başkasıyla evlenmek zorunda kaldı diye anında aldattı! Hani adamı sevmemiş olsa tamam diyeceğim de yok anacım insanda vicdan olur, bir utanma olur bu kadında hiçbiri yoktu. Birde arada aklından onunla evlenmek zorunda kaldım sevişmek zorunda kaldım diye geçirmesi yok muydu bir tane patlatasım geldi şöyle beynin ortasına. Yahu kadın saf mısın salak mısın? Mecbur kalıp evlendin anladık, mecbur kalıp evliliği tamama erdirdin onu da anladık -anlamadık ama anlamış gibi yapalım hadi neyse- fakat bir gecede bir evliliği 3 defa tamamlamanın manası neydi onu çözemedik. Yani Allahın hakkı üçtür, üç kere sevişmezsem bu evlilik kabul olmaz diye bir şey mi geçti aklından ne geçti? Daha sonra yapılanları yazmıyorum bile...

outlander dizisi

Frank -Claire'in gelecekte ki kocası- desen oda ayrı bir alem. Savaş yüzünden 6 sene ayrı kalmışlar ya hani, sırf bu yüzden eğer beni aldattıysan hani bekleyemediysen anlayışla karşılarım dedi ya, yuh dedim içimden yuuhhh. Karın yahu o senin. Başkasıyla birlikte olması nasıl kabul edebiliyorsun. Nasıl bir midesizliktir bu. Al birini vur ötekine hesabı oldu bunların ikisi... 

Colum ve Dougall kardeşler var birde. Bunlarda ayrı bir midesiz. Ayrı bir insan grubundan. Hadi bu ikiliye çok fazla takılmak istemiyorum. Çünkü yazar dönemin pisliklerinden bazılarını bu ikisi üzerinden yansıtmış bize fakat kardeş oldukları için insan bu kadarını da beklemiyor yani. 

outlander dizisi

Koskoca kitapta sadece Jamie'yi sevdim. Diğer hiçbir karakteri sevmedim. Jamie'nin sözde kardeşini de sevmedim. Kaç zamandır kardeşi yok ortalıkta bu hiçbir halt yapmamış. Oturmuş evde sadece boyna çocuk yapmış. İnsan merak eder. Haber yollatır bir şey yapar. Yok anam buda vefasız diğerleri gibi. 

outlander dizisi

Jamie'de zavallı. Tüm kitap sadece bu karakter üzerinden beslenmiş. Tüm talihsizlikler, acımasızlıklar, pislikler bula bula Jamie'yi buluyor. Diğer karakterler kapı süsü sanki. Yani elbette her karakterin bir hikayesi var, Claire ise Jamie ile evli olduğu için diğer karakterlere göre daha fazla acı çekiyor ama yine de Jamie'e bu kadar yüklenilmesini biraz abartı buldum. Birde dokuz canlı mübarek. Yazar geçmişe dönmek, büyü yapmak gibi fantastik öğelerle harmanlamış ya kitabı, Jamie'de ölümsüzlük bahşetseymiş tam olurmuş. 

outlander dizisi

Koskoca kitabın sevdiğim tek yönü, hep İskoç romanlarında okuduğumuz o orta çağ romantizminden biraz daha uzak oluşuydu. Demek istediğim; tüm savaşları kazanan, yenilmez, güçlü ve öfkesi karşısında kimsenin duramadığı fakat aşkı görünce de karakteri bir anda değişip yumuşayan bir Alfa karakter yaratıp, inatçımı inatçı bir kızı da bu adamın gelini yapan, okuyucu tüm bu romantizmi görünce de kedi gibi olup ahhh keşke biz de o çağlarda yaşasaydık dedirten bir havası yoktu. Tüm o tecavüzler, işkenceler, sapkınlıklar, entrikalar, savaşlar... Her birini okuyoruz bu kitapta. Hem de tüm çıplaklığıyla. Ve son sayfalar... Orada okuduklarım uzun bir süre aklımdan çıkmayacak büyük bir ihtimalle. Ve eğer günün birinde bu seriye devam etmek istersem, gerek olay örgüsü gerekse içerik bakımından farklı oluşu ve okuduğum o son anlar olacaktır. Bundan eminim. Ama şimdilik seriye ara vermem gerektiğini düşünüyorum... Ya da ikinci kitabın yorumlarına bir bakarım önce. Hangi karakterler var. İlk kitaba göre daha mı iyi daha mı kötü gibisinden. Çünkü bazı seriler ilk kitaplarında insanları hayal kırıklığına uğratıp devam kitaplarında insanları kendisine hayran bıraktırıyor biliyorum. 

outlander dizisi

Fakat yine de geriye dönüp değerlendirdiğim zaman, 6 günde zar zor bitirdim kitabı yahu. Son 100 sayfaya kadar kitabı okumak işkence gibiydi benim için. Anlamsız, gereksiz gelen çok fazla yer vardı. Yabancı serisinin neden bu kadar çok sevildiğini bir türlü anlayamadım hal böyle olunca. Birde dizisi çekiliyor bu kitabın... 800 küsur sayfa boyunca takdir ettiğim bir ya da iki şey haricinde sevdiğim tek bir yön bile bulamadım... O yüzden 2 puandan fazla veremiyorum maalesef...

Daha fazla resim için Pinterest hesabımı ziyaret edebilirsiniz.

39 yorum:

  1. ben dizisini izledim ve ilk bölüm çok güzeldi.gerçi dediğin gibi gerçekten de kadına sinirlendim sanki yeni adama aşık olmuş gibiydi kitabı okumadığım için bilmiyordum ama yorumunu okuyunca anladım evet aşık olacakmış :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dizisini bende izleyeceğim bölümler biriksin diye bekliyorum. Kitabını çok sevmedim ama belki dizisi izletir kendisini. :))

      Sil
    2. ilk bölüm tam 1 saat sürüyor ve inanılmazdıı :D
      film gibiydi hele başlangıç müziğine bayılacaksın bence :D

      Sil
  2. Dizi güzel, ancak senin de dediğin gibi Claire güçlü bir kadın olsa da sadakatten yoksun gibi görünüyor. Ve Frank'i çok seviyor. Yani mecburen evlenirsin, zorla evlendirirler, kaçmaya yeltenirsin istemediğini söylersin falan ama senin dediğine göre öyle bir durum yok gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bocalamasını çok istedim kadının. Ama bocalamayı bırak geleceğe diğer kocasının yanına bile dönmek istemedi. :/

      Hatta kadından en nefret ettiğim bölüm gerdek gecelerinde, bakir bir erkekle yatmanın da faydaları varmış diye mutlu olmasıydı. Bu nimetten sonuna kadar faydalanmalıyım bir daha ne zaman böyle bir şans elde ederim bilinmez gibi bir tavır içindeydi. :/

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  3. Bende bu seriye uzun süre tereddütle yaklaştım elim gitmedi ama sonunda ilk kitabı okudum kadın konusuna ben de katılıyorum başlarında kocasını sevmiyor herhalde falan dedim ama hiçte öyle olmadı...genel olarak seriye herkes ayılıp bayıldı ama ben yalnızca ilk kitabı okudum, sevdim ancak devam etmeme kararı aldım üzülerek çünkü diğer kitaplara göz atınca olay iyice çığrından çıktı kızları falan oldu büyüdü...netice itibariyle bence ilk kitapta final yapsaymış bence gayet güzel olurmuş çünkü teknik açıdan başarılıydı ; tepeden inme bir aşk olmaması ,dönemi gerçekçi şekilde ele alması ,güzel bir anlatımı olmasıyla bende iyi bir izlenim bıraktı ancak dediğim gibi bu kadar uzatmasaymış keşke...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diğer kitaplarını okumadığım için bir şey diyemem ama, madem bu kadar uzatacaktı keşke ilk kocasını seven bir kadın karakter yaratmasaydı diye düşündüm çok. Dul biri olabilirdi, şartlar gereği evlenmiş fakat kocasını sevmeyen bir kadın olabilirdi ama bir başka adamı sevipte aldatması, sonra başkasına aşık olması.. Cık sevmiyorum böyle karakterleri. :)

      Sil
  4. Bu ne saçma bi kitap yorumu boyle.yok sadakat yok.yok o yok bu yok.bok ca kitaptan anladığımız kadınınaadamlassevişmesi mi?.kadın geri ddönebileceğinibile bilmiyor.neden eevlenmesin.neden sevismesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kadınla adamın sevişmesine takmadım, eşini aldatmasına taktım ve kusura bakmayın ben sevmiyorum bu tarz şeyleri ve kitaplarda da çok normalmiş gibi aktarılmasını hoş bulmuyorum. :) size normal geliyorsa birinin sevdiği birini aldatması ne alâ. :) görüş ve bakış açısı tamamen. ^_^

      ve evet kadın geri dönebileceğini bilmiyor fakat çabalamıyorda. aklına geri dönmek zorunda olduğu düşüncesinin gelmediği zamanlar bile oluyor. halinden gayet mutlu. en azından çabalayıp bir sonuç alamadıktan sonra bu tarz durumlara girişseydi benim için daha normal olabilirdi.

      kitabı da sadece o yönden değerlendirmedim. her yönüyle ele almaya çalıştım. beğendiğim kısımları da 7. paragrafta yer verdim zaten.

      yorumu da saçma bulup bulmamak tamamen size kalmış tabii, ben sadece düşüncelerimi ve kitabı okurken hissettiklerimi yazdım daha fazlasını değil. :)

      Sil
    2. Kitabını okumadım ama dizisinin yayınlanan bölümlerini bitirmek üzereyim. Ve anladığım kadarıyla kitapta da anlatılmak istenen gerçek aşk meselesi. Çünkü ilk zamanlar bana da bu ikilinin evliliği ve birden normal karı koca gibi davranmaları itici gelsede ilerleyen sezonlarda Claire nin kendi zamanına dönmesi ve jamie ye olan aşkından dolayı frankle olan evliliklerini yurutememesi ve sadece frankle bir anlaşma yaptiklari için birlikte yaşamaları Claire ya sempati kazandırıyor. Çünkü o bölümlerde Franke ne kadar uzulsemde Jamieyi sevdigi için frankle hiç birşey yaşamıyor. Yine de o ilk bölümler Jamie ve Claire ilişkisi bana da çok itici gelmişti burda hem fikiriz.

      Sil
  5. Abi ikinci kitapta "Ne oluyoruz ya?" diye düşündüm, ilk kitap güzeldi de kadının seri yazmaktan haberi yok galiba. Yirmi yıl ara bırakıp bir anda kızı büyümüş falan mı yaptı anlamadım.

    YanıtlaSil
  6. 2.kitapbenim için çok sıkıcıydı ama 3.kitap yolcu 2.kitaba göre daha iyiydi ama o kadar uzun anlatımlar varki seriye devam etmek gelmiyor içimden açıkçası..

    YanıtlaSil
  7. Ben de 2. kitaba yeni başladım. Kitabın kapağında #2 yazmasına rağmen 20 yaşına büyümüş bir kızı olduğunu okuyunca tereddüt ettim acaba 2. kitap değil mi diye. Beni kocasını aldatmasından ziyade yukarıda bir yorumcu arkadaşın yazdığı gibi ikileme düşmemesi hayal kırıklığına uğrattı. Eğer Claire, Jamie ile Frank arasına kalıp kendi zamanına kendi iradesi ile dönüp sonra Jamieyi sevdiğine karar verip ona geri dönseydi daha zengin bir konusu olablirdi kanımca. 2. kitapta bir şekilde kendi zamanına geri dönmüş daha hepsini okumadığım için net bir yorum yapamıyorum ama aradan 20 yılın geçmiş olması biraz rahatsız edici Çünkü Claire şuan da 47 yaşında oluyor belki şekilci bir fikir olacak ama 47 yaşındaki bir kadının aşkından ne kadar zevk alabiliim bilmiyorum. Ama tabi ki buna kitabı okumadan karar veremem.Benim ki biraz önyargı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkileme düşmemesi en büyük sorun zaten. Keşke dediğiniz gibi ilk önce geri dönseydi ve o zaman seçim yapsaydı Jamie'yi daha çok sevdiğine o zaman karar verseydi çok daha iyi olurdu. :)

      Sil
  8. Kitap yorumunu yazan arkadaşa gerçekten hiç katılmıyorum. Eğer böyle bir sitede kitap yorumu yapabilecek konumuydaysa onun bilgi birikimini ve yetkinliğini gözardı edemem kitabı sevmemiş olduğu da pekala anlayabilirim işin aslı ben de bayılmadım ama kadın karakter yani Claire evlilik birliği içerisinde olmasa bile Jamie ile ilişkiye girmiş olması bu onu kötü bir insan yapmaz yaptığı seçim yanlış bile olsa bu onu sadece insan yapar ve insanların kadın - erkek ilişkilrinde kimseye zarar vermemek kaydıyla özgür iradeleriyle hareket etmeleri ve duygularına hatta şehvetlerine yenik düşmeleri bence yargılanmamalı. Alkışlanmalı desteklenmeli demiyorum ama yargılamak biz dışardaki insanlara düşmez. Bunun dışında mankenzi kardeşlerin ''pislik'' olduğu yorumu yapılmış sanrım yorumcu arkadaş herkesin erdem abidesi olduğu bir kitap bekliyrdu bunun için bir aziz topluluğunu anlatan bir kitap okumasında fayda olduğunu düşünüyorum. Jamie'nin kız kardeşi Janieye gelince yani ona bile bir kusur bulmuş söylemem gerekir ki eğer hoşnutsuzluğunu mantıklı sebeplere dayandırsaydı eleştirel bir kitapy yorumu okumak hoşma gidebilirdi ama bu yorum hiç bir değeri olmayan sığ br yorum olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Claire kötü bir insan demedim. Sadakatsiz dedim ve davranışlarını tasvip etmiyorum ne olursa olsun. Kimseden ahlak abidesi olmasını da beklemiyorum fakat bu tarz davranış içerisinde olan karakterleri okumaktan ne zevk alıyorum nede seviyorum. Hoşuma gitmiyor ve istediğim gibi eleştirmekte özgür olduğumu düşünüyorum.

      Kardeşlere pislik demedim. Dönemin pislikleri bu iki kardeş üzerinden anlatılmış o yüzden onlara çok laf söylemek istemiyorum dedim. Ama midesiz olduklarını da dile getirdim ki bu ifade de yanlış olan bir taraf göremiyorum sonuçta kitaptaki hikayeleri bu.

      Janie karakterini samimiyetsiz buldum. İnandırıcılıktan uzak buldum. Bulmamam mı gerekiyordu? Karakteri sevmem mi gerekiyordu? Bilemedim şimdi o zaman bu kitabı kendi özgür irademe göre değil de sizin iradenize göre mi okumam gerekiyor?

      Benim özgür irademle okumuş olduğum kitap hakkındaki özgür düşüncelerime sığ diyerek sizde kendinizin sığ bir insan olduğunu göstermiş olmuyor musunuz? Sonuçta sadece hikaye olan bir yazıyı eleştirirken bile kimseyi yargılamamalısınız düşüncesi içindeyken sizin beni yargılamanız sizi ne kadar haklı gösterir tartışılır açıkçası.

      Sil
    2. Adsızın yorumuna canı gönülden katılıyorum. Bizim değer yargılarımıza uymadı diye tüm karakterleri bir nevi aşağılamak bana da iyi gelmedi. Eleştiriden çok aşağılanmış gibi hissettim. Üslup olarak bu kitap yorumu oldukça yargılayıcı bir dille yapılmış. Tarz olarak bir kitabı beğenmemeyi anlasam da bunun anlatımı sırasında kullanılan dil rahatsız ediciydi. Yorum okuyan biri olarak ben daha çok tasvirlerdeki veya karakterlerdeki derinlik, kitaptaki sürükleyicilik gibi konuların eleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir karakterin sizin değerlerinizle örtüşmemesi onu sığ yapmaz fikrindeyim.

      Sil
    3. Düşüncelerinize saygı duyarım. Sonuçta herkesin fikir yapısı aynı olmak zorunda değil.

      Siz tasvirlere betimlere vs. bakıyor olabilirsiniz ama ben kitabı okurken ve okuduktan sonraki hislerimi yazıyorum bu bloga. Dikkat edin inceleme yazısı yazmıyorum, yorum yazıyorum. İkisi arasında çok fark var.

      Ve evet karakterleri eleştirdim, kızdım ve sevmedim. Benim değer yargılarımla örtüşmüyor diye onlara sığ da demedim -ama evet midesiz dedim çünkü bana bunu hissettirdi okurken.

      Konunun ilerleyişi beni sarmadı. Çok güzel olabilecek bi hikayeyi bana kalırsa karakterlerine verdiği gereksiz ayrıntılarla sıkmış yazar.

      Ben bir kitabı okuduğumda onun geneline bakarım. Çünkü yaşayarak okurum. Sadece edebi değer aramam. Karakterlerini de dünyasını da sevmek isterim.

      Geriye dönüp baktığımda, yazdığım yorumda kitap için ne hissettiysem onu yazmışım. Bir arkadaşıma okuduğum kitabı anlatırken ne anlatacaksam onlar yazılı.

      Sil
    4. Düşüncelerinize saygı duyarım. Sonuçta herkesin fikir yapısı aynı olmak zorunda değil.

      Siz tasvirlere betimlere vs. bakıyor olabilirsiniz ama ben kitabı okurken ve okuduktan sonraki hislerimi yazıyorum bu bloga. Dikkat edin inceleme yazısı yazmıyorum, yorum yazıyorum. İkisi arasında çok fark var.

      Ve evet karakterleri eleştirdim, kızdım ve sevmedim. Benim değer yargılarımla örtüşmüyor diye onlara sığ da demedim -ama evet midesiz dedim çünkü bana bunu hissettirdi okurken.

      Konunun ilerleyişi beni sarmadı. Çok güzel olabilecek bi hikayeyi bana kalırsa karakterlerine verdiği gereksiz ayrıntılarla sıkmış yazar.

      Ben bir kitabı okuduğumda onun geneline bakarım. Çünkü yaşayarak okurum. Sadece edebi değer aramam. Karakterlerini de dünyasını da sevmek isterim.

      Geriye dönüp baktığımda, yazdığım yorumda kitap için ne hissettiysem onu yazmışım. Bir arkadaşıma okuduğum kitabı anlatırken ne anlatacaksam onlar yazılı.

      Sil
  9. Arkadaşlar ben ilkokul 2. sınıfta babamın kitap arşivine dalmış (Hasan Ali Yücel önsözlü kitaplar), okumayı çok seven 18 yaşında iken tüm maaşını kitaba vermiş bir okurum. Okuduğum Macera, polisiye, bilim kurgu, fantastik romanların yaşadığım dönemde kafamda bıraktıkları etki ve canlandırdığım atmosfer daha sonra o romanı tekrar okuduğumda tamamen farklı oldu. Diana Gabaldon bu seriyi yazarken kurguyu ve karakterleri zorlamış, bazen de gerçek dışına çıkarmış. Fakat şu ana kadar izlediğim 1. sezon ve okuduğum kitabı, yanlışlıkla okuduğum 3. kitap ve peşinden okuduğum 2. kitap devamını okumadaki isteğimin hızını kesti. Zaman içindeki bütünlük kesintilere uğramış. Anlatımdaki gidiş gelişler ve sanırım çevirideki hatalar bazen can sıkıcı oldu. Dizide Geilis Duncanın yandığını gördük, devamı çekilecekse 3. kitaptaki Cadı Geilisi nasıl geri getirecekler merak ediyorum. Belki 2. kitabın dizisini atlar ve konuyu değiştirirler. Zamana ve mekana göre düzenlenmiş bu serinin Üstat Asimov'un imparatorluk ve robot serilerindeki ustalığına yaklaşamamasına rağmen okunabilir ve zevk alınabilir olduğunu kabul edelim. Sonuçta olaylar gerçek değil, kafada kurgulanıp anlatılıyor ve en başta tüm seri için bir iskelet oluşturulmamış, roman tutunca sonradan türetilmiş. Daha yazacak çok şey var ama uzatmak sıkıcı olacak. Bence bu tür romanları sevenler için iyi bir seri ve her okuyanın hoşuna gitmeyebilecek unsurlar var.

    YanıtlaSil
  10. Ya arkadaş dizisini izliyorum sinir oldum ya en çok da franka üzüldüm o daha karısına bile kaçmayı konduramazken Claire neler yaptı. Benim en çok merak ettiğim Claire geleceğe gidiyor mu kitabı okuyanlar bilir. Ona göre diziyi izlicem. Eğer kendi zamanına dönmücekse izlemenin bi mantığı yok bana göre.

    YanıtlaSil
  11. arkadaşlar 2.sezon başladı.ben kitaptan takip etmiyorum ama şu anki tek merakım 2.sezon 1.bölüm claire in geleceğe geri dönmesiyle başladı ve hamileymiş. geçmişe tekrar gidicek mi? Jamie çocuğunu görememiş mi olcak :(

    YanıtlaSil

BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP